Türkiye'nin ilk uydu sistemi olan Türksat, uzay teknolojileri alanında önemli bir yere sahiptir. Türksat 1A, 1994 yılında fırlatılmış ancak kalkıştan 12 dakika sonra başarısız olmuştur. Aynı yıl içerisinde Türksat 1B başarıyla uzaya gönderilmiştir. Üçüncü uydu Türksat 1C, 1996 yılında hizmet vermeye başlamıştır. 2001 yılında fırlatılan Türksat 2A, Türksat 1C ile aynı görevi üstlenmiştir. Daha sonra, Türksat 3A uydusu 2008 yılında, Türksat 4A ise 2014 yılında fırlatılmıştır. 2014 yılının Eylül ayında Türksat 2A'dan Türksat 4A'ya geçiş yapılmıştır.

Türksat uyduları birçok amaçla kullanılabilir. Örneğin, liseler ve üniversitelerde bilimsel amaçlı olarak Türksat uydularından yararlanılarak bilgi akışı sağlanabilir. Eğitim programları sayesinde üniversitelerde gösterilecek dersler uydu aracılığıyla ülkenin en ücra köşelerine kadar ulaştırılabilir. Bunun haricinde, farklı şehirlerde bulunan gazete büroları tek bir merkezde birleştirilerek bütün haberler bu merkezde toplanabilir. Bu sayede tüm haberler güncelliğinden taviz verilmeden okuyucuya iletilebilir.

Türksat 4A frekanslarına geçiş yapılmasıyla televizyon kanallarının bu şekilde ayarlanması gerekir. Türksat 4A uydusundan yararlanabilmek için çanak antenin yön değiştirmesine gerek yoktur. Ancak kanalların yeni bir frekansa geçirilmesi gerekir. Eğer frekans ayarı yapılmazsa mevcut olan kanallar izlenemez. Türksat kanal güncelleme sistemiyle uyumlu olan cihazlarda frekans ayarı otomatik olarak yapılır. Diğer alıcılarda ise frekans ayarlarının manuel olarak girilmesi gerekir.

Bu bilgiler doğrultusunda Türksat uydu frekans ayarı kolaylıkla yapılabilir. Bu bilgiler girildikten sonra şebeke taraması yapılarak kanallar listelenebilir. Türksat 4A uydusu, 2A ve 3A ile hizmet verdiği için ekstra yeni bir antene gerek yoktur. Anten ayarında da değişiklik yapmadan geçiş yapılabilir. Türksat 4A uydusu, kullanıcılara daha fazla radyo ve kanal hizmeti sunmaktadır.

Türksat, gelecekte daha ileri teknolojilere sahip uydular fırlatmayı planlamaktadır. Bu yeni uydular, daha yüksek kapasite, daha geniş kapsama alanı ve daha fazla hizmet sunma potansiyeline sahiptir. Bu sayede Türkiye, uydu teknolojileri alanında bölgesel ve küresel düzeyde daha güçlü bir konuma sahip olabilir.